Her yaprağı,düşerken tutuldu
henüz dalından,tazecik.
Her harfi bir buğday tanesi kadar sarı
onca keşmekeş içinde yüzünü anlatan
emekçi defterimin.
şehrimde yorgun yüzün,
okkalı bir sevdayı çağırıyor hüzün..
Yanında isyankar;
sığınıyor yalnızlığına tenimin.
Kehribar renine boyanmış şiirlerinde,
bir başak tanesi kadar uzuyor boyum;
sesimse bir oktav daha inceliyor;
bilesin diye yanında olduğumu
gecenin hamağında okuduğun şiirlerinin.

Hakkımda

Fotoğrafım
"O'na ulaşmak istedim mi ilkin kendi adamlarımın silahlarına takılıp daha öteye gidemiyordum" Franz KAFKA

19 Nisan 2010 Pazartesi

Bir Dilek Tuttum Baobab Ağacı'nın Altında

Beni sevdiğini asla bilemeyeceğim.Azad ediyorum seni o yüzden. Bir uçurtma kuyruğu uzatıyorum sana ellerim kadar yakın; uç uçabildiğin kadar özgürlüğüne diye..
Ne tuhaf; “Adalarıma İyi Bak”’ı yazmaya başladığımda sen vardın hayatımda.Yakınlardaydın, seni görüyordum, duyuyordum..Ulaşabiliyordum sana.Oysa yalnız insandı hiç bir yere ulaşmayan sana göre..Ama ben,menzilini sana göre ayarlayabiliyordum daktilomun attığı harflerin.Çoğu adalara denk geliyordu ; ıssız,uzak ama orada olan adalara..
Şimdi yoksun biliyorum.Güneşli bir koyun koynunda,bir Pazartesi'de , henüz sabah çayını yudumlarken düşlüyorum seni; belki düşlerimdeki gibisindir, aslında hiç olmadığın karşı adaların kıyısında..
Tüm bunlardan öte uzakları düşlesem de ötedesin artık ; adı üzerinde adalar senin..Onlara bakmak bana düşmüştü; zaman,tüm acımasızlığı ile geçti; deniz dalgalandı, fenerler söndü gitti..Birkaç tekne çarptı şamandıralara, izlerimiz kayboldu. Ardında bir kaç aç martı, martının ağzında kan, yaralı balıklar bıraktı bizden kalan düşlerde.
Bir dilek tuttum Baobab Ağacı'nın altında, giderken..Lütfen dokunmasın yalnızlığına,her esişinde bu samyelini yüzünde hissettirecek olan varlığım..Sesimi duyurmadan, küreklerimi sana değdirmeden geçip gideyim her gece yanından.Sen duymadan,sana duyurmadan, usulca.

Adalar artık senindir;onları tüm kalbimle sana bırakıp gidebilirim..Olduğum yere, bir kitap ayracının yanına, bir deftere..ya da bir daktilo sayfasına yazıyorum işte..Itırlar yeşerdiğinde ;Nisan her zamankinden daha çok zulmettiğinde şehre..Biri tutar getirir sana elinden bu yazıyı diye...şimdiden..

// Nisan-İzmir

3 yorum:

  1. Sesimi duyurmadan, küreklerimi sana değdirmeden geçip gideyim her gece yanından.Sen duymadan,sana duyurmadan, usulca.

    -Çok güzeldi...diğerleri gibi...-

    YanıtlaSil
  2. Erguvan ağacının altında yalnız oturmuş, gökyüzünde yıldızlara bakarken...

    YanıtlaSil