Her yaprağı,düşerken tutuldu
henüz dalından,tazecik.
Her harfi bir buğday tanesi kadar sarı
onca keşmekeş içinde yüzünü anlatan
emekçi defterimin.
şehrimde yorgun yüzün,
okkalı bir sevdayı çağırıyor hüzün..
Yanında isyankar;
sığınıyor yalnızlığına tenimin.
Kehribar renine boyanmış şiirlerinde,
bir başak tanesi kadar uzuyor boyum;
sesimse bir oktav daha inceliyor;
bilesin diye yanında olduğumu
gecenin hamağında okuduğun şiirlerinin.

Hakkımda

Fotoğrafım
"O'na ulaşmak istedim mi ilkin kendi adamlarımın silahlarına takılıp daha öteye gidemiyordum" Franz KAFKA

4 Şubat 2010 Perşembe

...........

Günleri unutturdu gelişin,
sabahı,akşamı,
O anın saatini
artık beklemiyorum seni;
artık tüm duvarlarımla karşındayım işte.
Gelip onları yıkacaksın diye korkum;
sağlam,tuğlalı,harcı-kireci ile
kopkoyu duvarlarımı.
Bir sözünle yıkılacak,bir bakışınla
yerle bir olacak şu kalbim pır pır atmakta..
Bankın soğuğu,martıların çığlıkları,
Olduğum şehrin yalnızlığı..;
artık önemli değil,
sen sen değil,ben de ben
Biz olma anı,bizbize olma anı
Olduğumuz yere
kurduğumuz evin huzuru içinde
sarıl bana..!
Biz iki kendini bilmez,
Birer uçurtma kuyruğu;
gökyüzünde birbirine dolanan
Henüz vakit var derken geçip giden zaman
Ardı sıra geliyor peşinden
Sen bana gelirken;artık
Tutarlı sözlerim var sana
bekle ;
Söyleyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder