Kalp ağrısı ile karışık sırt ağrısı..Rutubetten diyor Turan Reis; dizlerimde de bir sızı..
“siyatiklerin azmıştır üstad..Bu havalara alışkın değilsen vay haline ;hele ki yaşın 50 yi geçmişse..”
Geldiğimden bu yana çok yağmur yağdı burada hala yağıyor .Birara dolu bile yağdı.Fırtınayı hiç saymıyorum..Şimdi ise kırık bir ışık var kasabanın üzerinde;her an tayfını oluşturmaya hazır..Alaim-i sema der eskiler,ebem kuşağı..Gökkuşağı işte bildiğin.Oluşacak gibi duruyor ;sanki elimi uzatsam,dokunsam, renkleri elime bulaşacak..
Peki ya ben nasılım ?
Günlerimin ve uykularımın düzensiz gidişatını bir yana bırakıp yazmanın ve okumanın tadını çıkarıyorum..Sana ,kendime ve başkalarına. Parasızlığın,derdimi alan şaraplarımın ,oltama takılan balıkların vefasını nasıl öderim bilmem..Beni hiç yalnız bırakmıyorlar.
Ne kadar oldu geleli,daha ne kadar kalırım burada bilmiyorum..Giderken haber vermediğim için bu sitemin,bu öfken biliyorum..Bir soluğa,bir es e ihtiyacım vardı benim de.
Son görüşüm seni gözümün önünden gitmiyor;gülümseyen gözlerin hele..
İyi ol,güzel ol sen..ve mektuplarımı bekle.
..Nasılsa buradaki varlığım;uzun mektuplara gebe..
“hoşça kal ayrıkotu,
hoşça kal..!”
sen mi nasılsın? bir yanın soluklanmak isteyip çekip giderken ardındakine haber vermeden, bir yanın hala haber vermediğin güiümseyen o yüzde.. acı, ağrı ve sızı işte.. hepsine bir anda yakalanmış haldesin.. geçer be üstad, geçer..
YanıtlaSilgeçiyor evet ;)
YanıtlaSil