Erguvanlar açtığında
Orada olmayacağım.
Issız,sakin kıyılarına,
yengeçlerin kollarında saklanan
yavrularına
ve kayalıklarına,
haber salıyorum..
Artık,tüm çıplaklığın baki bende;
uyku arası mahmurluğundaki
huysuzluğun..
Bir daha ne zaman uyanırız bilinmez ki.
zaten çoktan haketmiştik bu uzun uykuyu..
gün sönmüş koynunda denize batarken.
suskunluğuna güveniyorum şimdi ;
çok konuştuğum günlerimi affet
affet ki;
acımasın yanıma aldığım anılarım,
karayazgılı bir şehre giderken ,
tek kollu çocukluğuma..
merhabalar güzel duygu yüklü paylaşımından dolayı teşekkürler sevgi ve dostlukla...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim ;size ulaşabildiysem ne mutlu bana
YanıtlaSilaz konuşmayı tembihlemişler hepimize şimdiye dek. çok konuşunca hep af dileriz. çok konuşmalı oysa.. çok konuşmalı, çok anlatmalı ve sonra da çok yazmalı ki, işte asıl o zaman acımasın yazgımız olan anılarımız...
YanıtlaSilçok konuşmak;yazmayı öğretiyor insana;bir süre sonra susmak gerekiyor çünkü..Aslolan;yeterince ve gerektiğinde konuşmaktır belki de ; zamanla öğreniyoruz ;)
YanıtlaSil