Her yaprağı,düşerken tutuldu
henüz dalından,tazecik.
Her harfi bir buğday tanesi kadar sarı
onca keşmekeş içinde yüzünü anlatan
emekçi defterimin.
şehrimde yorgun yüzün,
okkalı bir sevdayı çağırıyor hüzün..
Yanında isyankar;
sığınıyor yalnızlığına tenimin.
Kehribar renine boyanmış şiirlerinde,
bir başak tanesi kadar uzuyor boyum;
sesimse bir oktav daha inceliyor;
bilesin diye yanında olduğumu
gecenin hamağında okuduğun şiirlerinin.

Hakkımda

Fotoğrafım
"O'na ulaşmak istedim mi ilkin kendi adamlarımın silahlarına takılıp daha öteye gidemiyordum" Franz KAFKA

13 Ocak 2010 Çarşamba

kahvenin koyusu gecenin narası

Kendimi birden ,çantamda kalem ararken buldum azönce.Kocaman çantamda o kadar çok girinti çıkıntı oluşmuş ki;aklıma gelenleri kaçırmamak,unutmamak için biran önce kalemi bulmalıyım.Girmiş bir deliğe demek ki!Kara delik var çantamda korkarım..çantamda kayıp vak’aları çok sık yaşanmaya başlandı son zamanda ..Aklıma mukayyet olmalıyım..
Kurs çıkışı ;henüz ıssızlaşmamış Alsancak sokaklarından hızla geçerek yürüdüm..Çok geç bir saat değil tabii ki İzmir için.Hatta “gece yeni başlıyor!” denebilecek makul bir saat.Lodos başlamış;iskeleye yaklaşırken hissettim iyice,apaçık;yüzüme vuruyor “ben geliyorum” diyor yağmur..Gardınızı alınız!
Al sana bir gard !Şemsiye !Şemsi-ye..Şemsiye diye bir arkadaşımız vardı;küçüktük mahallemizde..Dalga geçilirdi doğal olarak kızcağız ile..Böyle isim mi olur!Çocukken çok yadırgardık..Yağmur yağdığında çok dalga geçerdik hatta..Şemsiye!Görev başına ;açıl bakalım..Gaddar çocukluk yılları..Şimdi kimbilir nerede,kaç yaşında,kaç çocugu vardır Şemsiye’nin…İkizi de vardı;çelimsiz Şemsi..O’nun konumuzla ilgisi yok.Yağmur ilgilendirmezdi onu hiç..o da yağmuru..
Pervaneler çalıştı yine.Vapur gelmiş,haberim yok.Kendime kahve alırken fark ettim;düdüğü de çalmazlar bu saatte!Kaçırma telaşı başladı yine vapuru..Çok da rüzgar var;ama kesinlikle üst kata çıkmalı!Bomboş..
Hay aksi!Yine ters tarafa oturmusum.Birkaç ışıkla birlikte karanlığını görebiliyorum ancak!
Neyse,kahvemi içmeli soğutmadan.
Yavaş yavaş üst kata çıkanlar da oldu benden sonra.Ama onlar talimli;hemen doğru yönü buldular.Bu doğru yön konusundaki beceriksizliğimi de anlamış değilim!Dursam;bir-iki saniye düşünsem halbuki,olacak bu iş ama!Hayallah;gördüğüm birkaç ışık da kayboldu işte!Kapkaranlık deniz!
Arka sırada üç sarhoş..Hahahaha gülüyorlar;biri damat adayı;içirmiş büyükleri..Öğüt veriyorlar..Arkamı dönüp bakabiliyorum aslında şehre.Işıl ışıl kıyı;birbirine karışmış ışıklar..Sarhoşlar nara atıyorlar ,kükrüyorlar adeta..Tırsıp,tek başıma bir bayan olarak hemen aşağıya inmem gerek bu sahnede aslında ama!Umarım biri denize kusmaz!Alkolün kaçınılmaz sonu..Yazıyı bırakıp da inemem aşağıya şimdi..Zaten az kaldı kıyıya..
Pervaneler gürültülü,gece sessiz..Seni aramak istedim önce;sonra numaranın kayıtlı olmadığını fark ettim telefonumda.Mesaj da yazamadım!Paylaşmak için seninle bu geceyi,bu meltemi,bu vapuru..bu özlemi..Kayıp adresteki dostluğumuzu..
Geldik,kahvem bitti ..Demir atma zamanı .Oysa ki yazacak çok şeyim var sana..
..gece uzun..Yol kısa..pervaneler gürültülü..
Ve fark ettim ki geceleri hiç martı olmuyor vapurun çevresinde..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder