Her yaprağı,düşerken tutuldu
henüz dalından,tazecik.
Her harfi bir buğday tanesi kadar sarı
onca keşmekeş içinde yüzünü anlatan
emekçi defterimin.
şehrimde yorgun yüzün,
okkalı bir sevdayı çağırıyor hüzün..
Yanında isyankar;
sığınıyor yalnızlığına tenimin.
Kehribar renine boyanmış şiirlerinde,
bir başak tanesi kadar uzuyor boyum;
sesimse bir oktav daha inceliyor;
bilesin diye yanında olduğumu
gecenin hamağında okuduğun şiirlerinin.

Hakkımda

Fotoğrafım
"O'na ulaşmak istedim mi ilkin kendi adamlarımın silahlarına takılıp daha öteye gidemiyordum" Franz KAFKA

13 Ocak 2010 Çarşamba

yarım kalan bir fincan çay

Yemin var mı abi?Yem bulamadım..vardı,bitmiş..
Bir erkek için uzun sayılabilecek ve karışık olan saçlarını adeta rüzgarda savurarak yanındaki balıkçıyı küçümser bir tavırla yanıtladı genç adam;”ben buradayım!” der gibi bağırarak konuşuyordu etrafındakilerle..”ee zamanında tedbirini almazsan ..”anlamında dudaklarını da bükerek kükremesine devam etti..
-hazıra dağ dayanmaz tabii..Almazsan zamanında!Kıbrıs Şehitlerinde var işe,Katil Kemal’den git al!Capcanlı yem hem de..
Balıkçı şaşkın,iki adım geriye zıpladı genç adamın ayaklarına döktüğü suyun akışıyla..
-Abi o Kemal;katil mi ?Aman Abi!
Kendimi hiçbir yere sığdıramadığım o akşam Kordon boyu yürümüştüm.İlk sigaram çimlerin üzerinde bir bankta,ikinci sigaram yuvarlak masaları olan,kristal fincanlarda çay içilen “lüküs” sınıfından bir cafede içildi..Bu balıkçı da o cafenin yanındaki iki balık için bekleyen bir nev’i kumarbazlardan biriydi..Sesindeki kendisine güvenen-ama bir o kadar da tedirgin-tonunu korumayı biliyordu.
Önce olduğu yeri,denizden taşıdığı bir kova tuzlu su ile suladı bir güzelce..yandaki balıkçının ıslanan ayaklarına bakmadı bile;Katil Kemal’den bahsediyordu o anda yemlerden,canlı canlı..Sonra yandaki-diğer yanı benim oturduğum masamın yanında olan “yan” –masaya oturdu.Hem de kristal bardakta çay içilen cafenin garsonuna nescafe siparişi vererek.Yandaki balıkçının ,yoksulluğuna,yemsizliğine,şaşkınlığına bakmadan,aldırmadan..
Çayım henüz bitmedi..Yan masamdaki balıkçı olmaya çalışan adam hala bağırıyor ve buradaki keyif arası sıkıntımı azönce çalan telefonum böldü..
Beklediğim telefondu,gitme vaktiydi..
Balıkçıyı ve yanında gürültü yapan balıkçı taklidi amorf adamı oldukları yerde bırakıp az sonra kalkacağım masamdan..Faytonlar geçiyorlar arka yoldan,ben yazıya son ararken onlara bakamıyorum;içtiğim son sigaranın dumanı burnumdan çıkıyor..ve rüzgar,uçağa binip giden-geri gelen sıkıntılarımı usulca dağıtıyor bağırışlar,midyeciler ve de tekne düdükleri arasında..
“Katil Kemal”
Canlı yemci
Hem de katilmiş abi!
Balıkçı hala şaşkın;
“Yemin var mı abi..Benimkisi bitmiş..” diyordu diğer oltalı adamlara ..Ben çay parasını öderken masaya gelen garsona..
05/Pasaport

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder